
Bekçiler Kralı, sıradan bir zabıtanın ancak sıradan olmayan bir ülkenin hikayesini anlatır: Görevine başlayan bekçi Şaban, isim benzerliği dolayısıyla bakanın akrabası sanılır ve baş tacı edilir. Ancak haddini bilmeyen bir haşmetlidir bu: zabıta köşeyi dönmenin değil, hakikatin peşindedir. Fakat yanlış bir dünyada hakikatin peşine düşmek, ancak trajedi ya da komedi üretir.
Bekçiler Kralı, Kemal Sunal‘ın en ünlü filmlerinden olmasa da, gerek mizah dozu gerek tartışmaya açtığı konularla dikkat çekiyor. Film açıkça devletin yozlaşmasını eleştiriyor. Belki de filmin gölgede kalması, bu politik yönüyle de alakalı.
Bekçi Şaban, dayısı, mücadele ettiği patronlar ve yozlaşmış memurlar neden bu kazanın içine düşmüşlerdir? Ve nasıl olup da bir rastlantı eseri, fakir bir bekçi halkın torpilli kahramanına dönüşür? Hakikat, nasıl ve neden böyle torpilli ve rastlantısal bir durumda ortaya çıkar?
Okumaya devam et “Bekçileri Kralı (Kemal Sunal): Biz neden adam olmayız?”